Güvence Hesabı Nedir?
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesinde düzenlenmiş olan Güvence Hesabı, tüzel bir kişiliği olan, Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde faaliyet gösteren kamusal bir yararı olan kuruluştur.
Güvence Hesabına hangi durumlarda başvurulabileceği Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesinin 2. Fıkrasında açıklanmıştır. Buna göre;
a-) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için Güvence Hesabına başvurulabilir.
Bakanlar Kurulu, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/17-1085, K. 2020/357, T. 9.6.2020 künyeli kararında da belirtildiği üzere; “2918 Sayılı KTK’nın 91. maddesinde işletenlerin trafik sigortası yaptırmaları zorunlu kılınmış; 5684 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca; rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararların zorunlu trafik sigortası için saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabının oluşturulacağı hüküm altına alınmıştır.” Şeklinde ifade etmek suretiyle rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olan bir kişinin neden olduğu bedensel zararlardan Güvence Hesabı sorumlu olup, buraya başvuru yapılabilecektir.
Daha önce 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yer alan Trafik Garanti Sigortası Hesabı 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 45. Maddesi 3. Fıkrasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Trafik Garanti Sigortası Hesabı yalnızca zorunlu mali mesuliyet sigortası için kullanılırken, Güvence Hesabı ile tüm zorunlu sigortalar kapsama alınmış ve tüm zorunlu sigortalar için Güvence Hesabına başvuru imkânı getirilmiştir.
Güvence Hesabı Kapsamındaki Sigortalar
- Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası)
- Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası
(6704 Sayılı Kanun gereği 26.04.2016 itibari ile yürürlükten kaldırılmıştır.) - Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası
- Tüpgaz Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası
- Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası
- Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası
Trafik Kazası Nedeniyle Meydana Gelen Bedensel Zarar İçin Güvence Hesabına Başvuru
Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası da Güvence Hesabı kapsamındaki zorunlu sigortalardan olup, bir trafik kazasında mağdurun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, Güvence Hesabına başvuru yapılabilecektir. Trafik sigortasından yararlanma olanağının ortadan kalktığı haller aşağıdaki gibidir;
- Kazaya neden olan motorlu aracın kimliğinin belirsiz olması,
- Kaza sırasında geçerli bir poliçesi olmaması yahut eksik olması,
- Poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinin iflas etmiş olması,
- Poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinin ruhsatının iptal edilmiş olması,
- Çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işletenin sorumlu tutulamaması durumlarında, Güvence Hesabına başvurulur. Olay tarihindeki güvence miktarlarıyla sınırlı olarak tazminat talep edilir.
Güvence Hesabına başvuru süresi, ilgili kanundaki zamanaşımı süreleri olup, konu trafik sigortasına bağlı olarak Güvence Hesabına başvurma olduğundan 2918 sayılı Kanun’un 109. Maddesindeki zamanaşımı süreleri başvurma süresi olarak baz alınacaktır ve yazılı olarak hesaba başvuru yapılacaktır.
Güvence Hesabı Yönetmeliğinde başvuru sırasında istenecek belgelerin tespiti başlıklı 15. Maddenin 1. Fıkrası, “Yönetim Komitesi Müsteşarlığın uygun görüşünü alarak başvurularda aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. İstenilecek belgeler, Hesabın internet sitesi kanalı ile kamuoyuna duyurulur.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Hesap yönetimince, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra, tazminat miktarında ve hak sahiplerinde tereddüt bulunmadığı takdirde belirlenen miktar, hak sahiplerine ilgili banka aracılığı ile ödenir. Güvence Hesabı’nın sorumluluğu; rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri ile sınırlıdır.
Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 18. Maddesinin 1. Fıkrası, “Aynı olayda zarar görenlerin tazminat giderleri, yürürlükteki zorunlu sigorta teminat tutarlarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin Hesaba karşı yöneltebileceği talepler, teminat tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.” Şeklindedir.
Buna göre aynı trafik kazasında birden fazla kişi zarar görmüş ise bu kişilerin uğradığı zararın toplamı söz konusu trafik sigortası azami limitinden fazla ise zarar gören kişilerin Güvence Hesabına karşı yöneltebileceği tazminat talepleri garameten paylaşım uygulanmak suretiyle indirime tabi tutulur. Kalan tazminat alacaklarına ilişkin olarak Güvence Hesabı haricindeki diğer zarar sorumlularının tazminat sorumluluğu ise devam eder.
Güvence Hesabının ödeme yapma yükümlülüğü, olayın gerçekleştiği tarihte değil, rizikonun gerekli bilgi ve belgeler ile ihbar edildiği tarihte doğacak olup ödememe durumunda temerrüt oluşacaktır. Yargıtay da verdiği bir kararında[1] aynen, “Kabule göre de, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …’nın … bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. Somut olayda davacı tarafından davadan önce davalı … Hesabına başvuruda bulunduğu anlaşılmakla davalı … yönünden bu tarihte temerrüt gerçekleşmiş olmakla tüm tazminat miktarı yönünden bu tarihten itibaren faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde olay tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.” Şeklinde ifade etmiştir. Dolayısıyla Güvence Hesabına başvuru yapılmaksızın dava açılmışsa olay tarihinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekecektir.
Güvence Hesabı, trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik zararına uğrayan kişinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Geçici iş göremezlik zararları kaza neticesinde yaralanan kişinin belli bir süre çalışamamasından doğan zararlarıdır. Yargıtay’ın kararlarına göre de geçici iş göremezlik zararlarından sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı sorumludur.
Nitekim Yargıtay bir kararında[2] aynen, “Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalı Güvence Hesabı’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan araçların sebebiyet verdiği bedensel zararlarını ödeyeceği ancak iş göremezlik zararının bedensel zararlardan olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesi uyarınca ‘’rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için’’ davalıdan talepte bulunabilir. 6098 Sayılı TBK.’nın 54. maddesinde bedensel zararların tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu belirtilmiştir. Anılan bu yasal düzenlemeler karşısında iş göremezlik (kazanç kaybı) zararı tazminatı isteminin bedensel zararlar kapsamında olduğunun kabulü gerekir…” şeklinde karar vermiştir.
Bir başka kararında[3], “Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında sigorta şirketinden aracın sigorta poliçesinin bulunmaması halinde Güvence Hesabı’ndan rücuan tahsilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay HGK.’nın 13.11. 2011 gün ve 2010/10-500-490 Sayılı Kararında da açıkça belirtildiği üzere, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin de sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilerek Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın tedavi kapsamındaki poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden sigorta poliçesinin bulunmaması halinde Güvence Hesabı’ndan tahsilinin mümkün bulunduğu gözetilerek davalı Güvence Hesabı’nın da sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.” Şeklinde konuya sigortacı ve dolayısıyla hesap yönünden açıklık getirmiştir.
Güvence Hesabı, zarar görenin maluliyeti nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlik zararından sorumludur. Trafik kazalarında, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar ile rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvuru yapılması mümkündür.
Nitekim Yargıtay bir kararında[4], “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, davaya konu trafik kazasında plakası tespit edilemeyen aracın olaya sebebiyet vermesi bulunmaktadır. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/I. maddesinde, bu Kanunun 13. maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.07.2003 tarihli ve 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 Sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin II-a ve b bendinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar ile rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklamalara göre trafik kazası neticesinde yaralanan ilgililerin, diğer şartların da bulunması halinde teminat miktarı ile sınırlı olarak zararlarının karşılanmasını Güvence Hesabından isteyebileceği, 5684 Sayılı Kanun’un 14/I. maddesi uyarınca da yasadaki emredici düzenleme doğrultusunda, Güvence Hesabının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının (ZMMS)yerine geçtiği, diğer bir deyişle ZMMS’nin sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, kazaya plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün sebebiyet verdiği iddiası ileri sürülerek dava açıldığına göre, öncelikle dava dilekçesi ve soruşturma dosyasında dava dışı …’in beyanında yer alan … plakalı araç hakkında araştırma yapılması, kazaya sebep olan aracın tespit edilmesi, ardından aracın zorunlu trafik sigortasının bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra güvence hesabının sorumluluğu değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.” Şeklinde verdiği karar ile Güvence Hesabının trafik sigortasının yerine geçtiğini, diğer bir deyişle trafik sigortasının sorumluluğunu üstlendiğini ifade etmiştir.
Güvence Hesabı tedavi giderlerinden de sorumlu olmakla birlikte tedavi gideri kapsamında olan yaşam boyu bakım giderlerinden de sorumludur. Kişi trafik kazası neticesinde yaşam boyu bakıma muhtaç kalabilir. Yaşam boyu bakımın içerisine kişinin bakımı, hastaneye gidip gelmesi, ilaçları, hasta bakıcı-yardımcı maaş ve ücretleri girmekte olup yaşam boyu bakım gideri de tedavi giderleri kapsamındadır. Güvence Hesabı bu zarar kaleminden de sorumludur.[5]
Kısacası, ölümlü, yaralanmalı veya maddi hasarlı bir trafik kazası meydana gelmişse ve kazaya neden olan motorlu aracın kimliğinin belirsiz olması, kaza sırasında geçerli bir poliçesi olmaması yahut eksik olması, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinin iflas etmiş olması, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinin ruhsatının iptal edilmiş olması, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işletenin sorumlu tutulamaması durumlarında, kazazedeler Güvence Hesabına başvurarak belirli limitler dahilinde zararlarını karşılayabilirler.
Av. M. Mahur ÖZDARENDELİ
[1] Y.17.HD. E. 2017/4464, K. 2018/7467, T. 6.9.2018. (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası).
[2] Y.17.HD. T.08.07.2014, E.2013/12596, K.2014/10921.
[3] Y.10.HD. T.05.04.2011, E. 2009/15379, K. 2011/4855.
[4] Y.17.HD. E. 2016/14497, K. 2019/580, T. 23.1.2019. (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası).
[5] Y.17.HD. E. 2014/21804, K. 2017/3624, T. 4.4.2017. (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası).