Gelişen teknoloji ile birlikte verilerin kaydedilmesi oldukça kolaylaşmıştır. Gelişen teknolojinin hayatımıza getirdiği yeniliklerden biri de, internet sayesinde bilgiye hızlıca erişebilme imkanıdır. Ancak bu imkan ile aynı zamanda birçok özgürlüğümüz de tehdit altında kalmıştır. Örneğin, internette paylaşılan ve adımızın geçtiği bir paylaşım, bir fotoğraf isteğimiz dışında yayılabilmekte, adımızla arama yapıldığında karşımıza çıkabilmektedir. Aynı zamanda, yapmış olduğumuz bir paylaşımı silsek de, bu paylaşım irademiz dışında internette yayılmaya devam edebilmekte. Bu durum, birçok temel hakkın ihlali anlamına gelmektedir: Özel hayatın gizliliği, kişinin manevi varlığını geliştirme hürriyeti gibi.
Unutulma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesinde düzenlenmiş olan özel yaşamın korunması hakkının alt başlığı olan mahremiyet hakkının bir uzantısı olarak nitelendirilebilir.
Unutulma hakkı, sadece hukuka aykırı verileri değil, aynı zamanda yayımlandığı tarihte hukuka uygun olan verileri de kapsamaktadır.
Unutulma hakkı, yalnızca internet ortamını kapsamaktadır. Zira internetin kendine özgü özellikleri ve insan hayatındaki rolünün gün geçtikçe artması sebebiyle yalnızca bu alanı kapsayan bir insan hakkına ihtiyaç ortaya çıkmıştır.
Unutulma hakkının yükümlüsü, arama motorlarıdır. Ulusal veri koruma ajansları ve mahkemeler unutulma hakkına ilişkin ikincil bir rol üstlenmekte ve daha çok denetim mekanizması olarak ön plana çıkmaktadırlar.
UNUTULMA HAKKININ ÜLKEMİZDE UYGULANMASI
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Özel Hayatın Gizliliği başlığını taşıyan 20. Maddesinin son fıkrası şu şekildedir:
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
İlgili madde ile, unutulma hakkının 2010 yılından itibaren Türk hukukunda yer aldığı sonucuna varılabilir. Anayasa Mahkemesi’ne göre, Anayasa madde 5, madde 17/1 (kişinin manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı), madde 20/1 (özel hayatın gizliliği), madde 20/3 (kişisel verilerin korunması) unutulma hakkı ile bağlantılıdır.
Ayrıca 2016 tarihli Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile unutulma hakkı mevzuatta düzenlenmiştir. Kanunun 7. Ve 11. Maddeleri doğrudan unutulma hakkı ile ilgilidir.
Unutulma hakkı yargı kararlarında da yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/4-56 E. , 2015/1679 K. sayılı kararı ile, unutulma hakkı “üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı” olarak tanımlanmıştır.
Olayda, cinsel saldırı suçundan ceza alan sanığın ve mağdurun ismi kodlanmadan bir pratik çalışma kitabında yayımlanmıştır. Mağdur, bu durumun kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat davası açmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararında, “Davacının isminin rumuzlanmadan kitapta yer almasının unutulma hakkını ve bunun neticesinde özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” kararı verilmiştir:
“4 yıl önce gerçekleşen bir olayın mağduru olan kişinin adının açık bir şekilde yazılarak kitapta yer alması halinde unutulma hakkının bunun sonucunda da davacının özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği kabul edilmelidir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın ‘Google Kararı’nda açıklandığı gibi ilgili verinin kamu hayatında oynadığı önemli rol ve halkın ilgili veriye yönelik yoğun ilgisi şeklinde, üstün bir kamu yararını ortaya koyan özel sebepler bulunmadığına göre bilimsel esere alınan kararda kişisel veriler açık şekilde yer almamalıdır.”
Anayasa Mahkemesi’nin 2013/5653 başvuru numaralı 03.03.2016 başvuru tarihli başvuruya ilişkin kararı ile de unutulma hakkının Türk hukukundaki yeri pekişmiştir.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 23 Haziran 2020 tarihli kararına göre, arama motorları, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 3. maddesinde yer verilen tanım çerçevesinde “veri sorumlusu” olarak kabul edilmiş, arama motorları tarafından gerçekleştirilen faaliyetler de “kişisel veri işleme” faaliyeti olarak değerlendirilmiştir.
Karara göre, arama sonuçlarının indeksten çıkarılmasına yönelik taleplerle ilgili öncelikle arama motorlarına başvuruda bulunulması gerekmektedir. Veri sorumlusu arama motorlarının bu talepleri reddetmeleri veya başvuru sahibine herhangi bir dönüş yapmamaları halinde, ilgili kişilerce Kurul’a şikayette bulunabilecek. Kişiler, Kurul’a başvurabilecekleri gibi doğrudan yargı yoluna gitmeyi de tercih edebilecekler.
UNUTULMA HAKKINDAN FAYDALANMA ŞARTLARI NELERDİR?
Bir kişinin, şahsına ilişkin kişisel verileriyle ilgili unutulma hakkına başvurması için öncelikli olarak hukuki yararının olması gibi bazı şartların gerçekleşmesi gerekir.
Kişisel veri sahibinin, söz konusu verilerin saklanmasına rızasının olmadığı durumlarda kişinin unutulma hakkını talep etmekte hukuki yararı olduğu kabul edilmektedir. Örneğin; kişisel veriler meşru amaçlarla toplanmamışsa, kişisel veriler doğru ve dürüstlük kuralına uygun bir biçimde işlenmemişse, amaca uygun şekilde işlenmemişse, güncel değilse unutulma hakkından faydalanma şartlarının oluştuğu söylenebilir.
Av. Öykü Türkoğlu