Aile Şirketi Nedir?
Aile şirketleri, ailenin bir üyesinin başlattığı işte, zaman içerisinde ailenin diğer üyelerinin de yer aldığı kurumsal bir yapıdır. Dünya ekonomisin çoğunluğu aile şirketleri tarafından yönlendirilmektedir. Dünyanın en zengin ilk 10 şirketinin 7’si aile şirketi sahibidir.
Aile şirketlerini diğer şirketlerden farklı kılan özellik, yönetimin nesilden nesile aktarım prensibi taşımasıdır. Şirketin bilgi birikimini bu sayede koruması, rekabet gücünü arttırırken; bir yandan da yönetime dahil olan alt kuşaklar nesiller arası çatışmaya ve yönetimde zayıflamaya neden olabilir.
Dünyada birinci kuşak tarafından kurulan her 100 aile şirketlerinden yalnızca 3 tanesi 3.kuşağa kadar ayakta kalabilmektedir.
Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 95’ini aile şirketleri oluşturmaktadır. Bu şirketlerin ortalama ömrü 25 yıldır ve bu aile şirketlerinin sadece yüzde 30’u ikinci kuşağa, yüzde 12’si üçüncü kuşağa geçebilmekte, dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranı ise yüzde 3’te kalmaktadır.
Kuşaktan kuşağa aktarım sırasında ayakta kalabilen ve büyüyen şirketler kurabilmenin yolu ise, aile, şirket ortakları, şirket ve çalışanlar arasında net kurallar koyabilmiş, kurumsallaşmış bir aile şirketi olabilmektir.
Aile Şirketlerinin Sürdürülebilirliği
Aile, zaten karmaşık bir sistemken, bir de şirket yapısı ile birleşmesi sonucu daha karmaşık bir hale dönüşmektedir.
Akraba kayırma veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık olarak bilinen nepotizm, aile şirketlerinde yaygındır. Aile şirketlerinde kişiler, sadece kan bağı ve akrabalık ilişkileri esas alınarak istihdam edilebilirler ya da şirkette kilit bir pozisyona getirilebilirler. Bu durum bazen de yalnızca aile üyelerine güvenmekten de kaynaklanabilir. Her halükarda nepotizm aile şirketine zarar verir.
İş ve aileyi ilgilendiren konuların birbirine karıştırılmaması, aile şirketinin sürdürülebilirliği için önem arz eder. Aile üyeleri arasında yetki ve sorumluluk paylaşımları net olarak yapılamayabilir ya da yapılsa dahi birbirlerinin alanına müdahaleler gerçekleşebilir.
Aile işletmesinde, aile ve işletme arasındaki sınırlar tam olarak belirlenemeyebilir. Bu gibi durumlarda, işletmedeki ve ailedeki uyuşmazlık ve sorunlar birbirine yansıyabilir. İşletmede alınan kararlar, aile üyelerini birbirine düşürebilir. Diğer yandan ailede yaşanan problemler işletmeye yansıyabilir. Bu da nihayetinde şirkete zarar verecektir.
Aile şirketlerinde, kurucu kuşağın, işletmenin faaliyet gösterdiği alandaki değişim ve yeniliklere direnç göstermesi, eski usule bağlı kalma tutuculuğunu sergilemesi, uyum sağlamada gecikmesi, uzun vadede şirketin sonunu getirebilir.
Şirkette gücün tek elde toplanması, şirket hisselerinin yabancılara devri, halefiyet planlarının yapılmaması, şeffaflık, hesap verilebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerinin gözetilmemesi, kurumsallaşmanın yetersiz olması, kontrol ve denetim mekanizmalarının yetersiz olması, yeni neslin eğitiminin planlanmaması gibi durumlar, aile şirketinin sürdürülebilirliğini minimuma indirecektir.
Tüm bu sayılanlar, ailenin iç dinamiğinden kaynaklanabilecek durumlar olduğundan, çözüm de yine ailenin kendi süregelen kuralları ve gelenekleri ile bir kurumsal işleyiş belirlenmesinden geçmektedir.
Bu yolda atılacak ilk adımlardan biri, şirketin bir aile anayasasına sahip olmasıdır.
Aile Anayasası Nedir?
Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın yolu olarak atılacak ilk adım, bir aile anayasası hazırlanmasıdır. Aile anayasası, şirketin keyfilikten uzak, hukuk ve kurallara bağlı, şeffaf, adil, hesap verebilir ve performansa odaklanmış şekilde bir sistem olarak yönetilebilmesi amacıyla oluşturulur.
Bu anayasa ile, ailenin ve sahip olunan şirketin geleceğini güvence altına almak için, aile üyelerinin ilişkilerinin belirlenmesi, karşılıklı görev, yetki ve sorumluluklarının çerçevesinin çizilmesi, şirketlerin aile bünyesinde kalması, yenilerinin kurulması ve geliştirilmesi, hedef birliği içinde bir arada çalışmanın sağlanması, aile üyelerinin fikir ortaklığı içinde ailenin yüksek faydası ve şirketin devamlılığı için çalışması, gelecek neslin işletmede alacakları roller için beklentilerinin şekillendirilmesi, aile işletmesini sağlam bir temele oturtmak ve aileden olmayan yöneticiler ve iş ortakları için güven tesis edilmesi amaçlarına ulaşmanın yolları belirlenir.
Aile anayasasının maktu bir formu yoktur. Her ailenin kendi iç dinamiklerine göre içeriğin belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin ailenin ve şirketin vizyon ve misyonu, halefiyet düzenlemeleri, aile üyelerinin şirketteki konumu, aile üyelerinin birbirleri ile ilişkileri, mali yükümlülükler gibi hususlar, spesifik ve değişken olup, ailenin süregelen gelenekleri belirleyici etmen olarak göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Bir problemle karşılaşıldığında ailenin yapısına göre nasıl çözülmelidir? Yahut bir problem, henüz karşılaşılmadan nasıl önlenebilir? Aile anayasasının amacı bunları sağlamaktır. Örneğin, bir paydaş, payını devretmek istediğinde nasıl bir yol izlenmelidir? Kuşaktan kuşağa yönetimin aktarımı hangi koşullara bağlı tutulacaktır? Kurumsallaşmayı sağlayabilen bir aile anayasası, bu olası problemlerin hepsine cevap verebilmelidir. Böylece aile üyeleri, hangi durumda ne ile karşılaşacaklarını önceden bilecek ve ona göre hareket edeceklerdir.
Anayasa oluşturulurken bir uzmandan yardım alınması, olası sorunların çözümlerinin önceden belirlenmesini sağlayacağından, faydalı olacaktır.
Aile Anayasasının Türk Hukukundaki Yeri
Aile anayasası, aile üyeleri tarafından hazırlanan ve işletmeye ilişkin konuları barındıran bir sözleşmedir. Bir borç sözleşmesi olarak hüküm ifade etse de Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan tipik sözleşmelerden değildir. Türk hukukunda mevzuatta bulunmamaktadır.
Aile anayasası, sözleşme niteliğini, Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan Sözleşme Serbestisi ilkesinden alır. Bu ilke gereğince, sözleşmeler Türk Borçlar Kanunu’nda belirtilen sözleşme tipleri ile sınırlanamaz. Buna göre kişiler, atipik veya karma bir sözleşme oluşturabilirler.
Aile anayasası da, atipik bir sözleşme olup, Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan şekil şartlarına bağlı değildir. Anayasanın, sözleşmeyi imzalayan aile üyeleri açısından bağlayıcılığı bulunur.
Aile anayasası belirli bir geçerlilik şartına tabi olmasa da, ispat ve uygulanabilirlik açısından yazılı yapılması uygun olacaktır.
Aile Anayasasının Bağlayıcılığı
Türk Hukukunda aile anayasasının bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, bu anayasa ile belirlenmiş kurallara uymayan aile üyelerine herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Bu durumda, kurallara uyulmaması durumunda karşılaşılacak yaptırımlar, ailenin kendi dinamiklerine göre belirlenebilir. Cezai şart gibi maddeler ile bağlayıcılık sağlanabilir.
Aile Anayasasının İçeriği
Aile Anayasası oluşturulurken belirlenecek ilk konsept aile konseyidir. Aile konseyi, tüm aile bireylerinin aile ve iş değerleri, politikalar ve geleceğe ilişkin kararlar almak üzere düzenli aralıklarla bir araya geldiği, örgütsel ve stratejik planlama organıdır. Aile konseyi, işletme ile ilgili meseleleri aile açısından ele alarak, aile üyelerinin değerlerini koruyacak politikalar geliştirecek bir ortam oluşturur.
Konseyin temel amacı, şirketi ve aileyi etkileyen konulara ilişkin çözüm üretmektir.
Aile anayasasının içeriği ailenin kendi gelenek, görenek ve dinamiklerine göre belirlenmekle birlikte, örnek bir aile anayasasında bulunması gereken başlıklar şöyledir:
- Bölüm: “Genel Hükümler” başlığını taşıyan birinci bölümde
- Anayasa’nın gerekçesi
- Amacı
- Seçilen İşi Yapma Nedeni
- Ailenin Misyonu
- Ailenin Vizyonu
- Ailenin Değerleri
- Ailenin Hedefleri
- Sahip Olunan İmaj ve Sahip Olunmak İstenen İmaj
- Aile İçi İlişkiler
- Bölüm : “Çalışma İlkeleri”
- Aile ve İşin Sınırları
- Aile ve İşletme Amaçlarının Ayırımı
- Aile Toplantıları
- Aile konseyi
- Aile Dışından ya da Aile Üyelerinden Olan Kişilerin Diğer Çalışan ve Yöneticilerle İlişkileri
- Şirkette Görev Alan Aile Üyelerinin Uymaları Gereken Kurallar
- Bölüm: “Yönetimsel ve Yapısal Süreçler”
- Aile Konseyi ve Üyeleri
- Aile Konseyi Başkanı
- Aile Konseyi Toplanma Zamanı ve Şekli
- Konseyin Çalışma Şekil ve Görevleri
- Halefiyet Planları
- Yönetim Kurulu Üyeleri
- Aile Üyeleri Arasındaki Uyuşmazlıkların Çözüm Mekanizması
- Yeni Neslin Yetiştirilmesi
- Eğitim Fonları
- Aile Üyelerinin Aile Şirketindeki İstihdamı
- Yönetici Pozisyonuna Yükselmek İçin Gerekli Kriterler
- Profesyonellere İlişkin Hükümler
- Bölüm: “Mülkiyet ve Hisseler”
- Mal ve Mülk
- Sahip Olunan Mülklerin Gelir Dağılımı
- Vakıf Kurma
- Hisse Devri ya da El Değişimine Onay Mekanizması
- Devir veya Satış Şartları
- Temettü Dağıtım Kuralları
- Ailenin Sahip Olduğu Diğer Gelir Kaynakları
- Boşanma
- Bölüm: “Son Hükümler”
- Yürürlüğe Girme Tarihi
- Uyum Süreci
- Anayasanın Güncellenmesi
- Yaptırımlar
Sonuç
Aile şirketlerinin kurumsallaşması yolundaki en önemli mihenk taşlarından olan aile anayasasının; kuşaktan kuşağa aktarım sırasında ayakta kalabilen ve büyüyen şirketler kurabilmenin ilk adımı olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, doğru yönetim ilkeleri ile her ailenin kendi iç dinamiklerine göre kişiselleştirilerek hazırlanan bir aile anayasasının, aile üyeleri arasında kabul edilmesi ve uygulanması şirketin uzun yıllar sürdürülebilmesini sağlayacaktır.
Av. Öykü TÜRKOĞLU