ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASINDA FAİZ BAŞLANGICI VE FAİZ TÜRÜ
Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına sebep olunması durumunda, zarara sebep olan aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli sınırlar dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa uyarınca yapılması zorunlu olan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yahut kısaca Trafik Sigortası denilir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 91’de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür.
2918 sayılı KTK madde 97 uyarınca zarar gören, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmak zorunda olup, başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde sigorta kuruluşunun başvuruyu yazılı olarak cevaplaması gerektiği öngörülmüştür. Sigorta şirketi başvuruyu en geç 15 gün içinde cevaplamaz yahut cevaplayıp da verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olursa, zarar gören dava açabileceği gibi 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime de başvurabilecektir.
Bu yazımızda sigorta şirketinin ne zaman temerrüde düşmüş olacağı, hangi tür faizden ne zaman sorumlu olacağı hususları irdelenmiştir.
Sigorta Şirketi Ne Zaman Temerrüde Düşmüş Olacaktır?
2918 sayılı KTK madde 99 uyarınca, “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.2. Tazminat Ve Giderlerin Ödenmesi başlıklı kısmının 2.1 maddesi uyarınca, “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder.”
Bu hükümlere göre, trafik sigortasının rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda sigorta şirketi zarar görene bir ödeme yapmazsa temerrüt durumu gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla sigortacının temerrüde düşmesi ve bunun sonucunda faizden sorumlu tutulabilmesi için, kendisine yapılan usulüne uygun başvuruya rağmen sekiz iş günü içerisinde ödeme yapmamış olması gerekmektedir.
Trafik sigortasının tazmin yükümlülüğünün kazanın (haksız fiilin) meydana geldiği tarihte başlamadığına dikkat edilmelidir. Zira sigortacıya usulüne uygun başvuruda bulunulmadan sigortacının sigorta bedelini ödeme borcu muaccel olamayacağından sigortacının temerrüdünden söz edilmesi ve bunun sonucu olarak, ödemesi gereken miktarın faizinden sorumlu tutulması hukuken mümkün değildir. Bununla birlikte eğer sigorta şirketine başvuru yapılmadan dava açılmışsa sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu bedel için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekecektir.
Sigorta şirketine yapılan yazılı başvuruya sigorta şirketi tarafından verilen cevabi yazıda birtakım eksik belgelerin istendiği durumlarda eğer istenen eksik belgeler tazminatın ödenmesi için istenmesi elzem belgelerden değil ise temerrüt tarihi ilk başvuruya cevap tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacaktır. Eğer istenen belgeler tazminatın ödenmesi için elzem belgelerden ise zarar gören tarafından anılan belgelerin ibraz edilip edilmediği araştırılacak, ibraz edilmemiş ise dava tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekecektir.
Konuya ilişkin Yargıtay’ın birçok emsal kararları bulunmaktadır.
“Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 Sayılı Kanunun 99/1. maddesiyle Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece; davacı tarafın davadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, dosya kapsamındaki belgelerle sabit olduğundan, davacı yan başvuru tarihi tespit edilip ( eksik belge varsa temin edilerek ) davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinin saptanması gerekirken, sigorta şirketi için kaza tarihinden faize karar verilmesi de doğru değildir.“ (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2017/5566 K. 2018/7791 T. 17.9.2018)
“Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan veya Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp sonucu göre hüküm kurulması gerekir. 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin davalı sigorta şirketine başvuruları yazılarıyla cevaben davacıdan istenen eksik belgelerin tazminatın ödenmesi için istenmesi elzem belgelerden olup olmadığı araştırılmalı; istenen belgelerin esaslı belgelerden olmaması halinde temerrüt faizinin ilk başvuruya cevap tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten, şayet anılan belgeler elzem belgelerden ise davacı tarafından anılan belgelerin ibraz edilip edilmediği araştırılarak ibraz edilmemiş ise dava tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/15768 K. 2017/259 T. 19.1.2017)
“Sigortacıya davadan önce başvurulduğu kanıtlanamamışsa, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. Sigortacı, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin iletilmesinden itibaren sekiz iş günü içinde zararı tazmin etmelidir. Somut olayda, dava tarihinden önce sigortacıya müracaat edildiği ispat edilememiştir. Bu durumda dava tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 10.10.2005 Tarihli, 2005/8608 Esas -2005/9418 Karar)
“Davalı … şirketleri, davacılar murisinin öldüğü kazayı yapan araçların trafik sigortacısı olup, 2918 Sayılı KTK’nun 99/1. maddesiyle … Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacılar vekili tarafından, poliçe kapsamında ödeme yapılması için her iki davalı … şirketine de başvurulduğu, … tarafından başvuruya cevap verilmediği ve … Sigorta tarafından ise kısmi ödeme yapıldığının iddia edildiği; davacı yanın başvurusu üzerine davalılar nezdinde açılan hasar dosyalarının dosya kapsamında bulunmadığı; davalıların temerrüt tarihleri bakımından yeterli araştırma yapılmadan, dava tarihinde itibaren faize karar verildiği görülmektedir. Açıklanan sebeplerle mahkemece; davalılar nezdinde açılan hasar dosyalarının tamamının getirtilip davacı yanın başvuru tarihinin net biçimde saptanması; başvuruyu takip eden 8. işgününün sonu itibariyle, dava dilekçesine konu edilen kısım yönünden, davalıların temerrüde düştüklerinin kabulüyle bu tarihten faize karar verilmesi; ıslaha konu edilen kısım yönünden ise, davacı yanın ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi de hatalı olmuştur.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2017/3489 K. 2018/10044 T. 5.11.2018)
Kazaya Karışan Araç Ticari Değil ise Trafik Sigortasının Temerrüde Düştüğü Tarihten İtibaren Yasal Faiz Uygulanmalıdır.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da zarar veren aracın ticari araç niteliğinde olması durumunda dava konusu haksız fiilin TTK madde 3 uyarına ticari iş sayılması mümkün olacağından avans faiz talep edilebilecektir. Fakat kazaya karışan araç ticari nitelikte değilse, örneğin hususi bir otomobil ise yasal faiz uygulanmalıdır.
“Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1. maddesindeki, birlikte zarara sebep olanların, zararın tamamı için zarar görene karşı müteselsilen sorumlu olduklarına dair yasal düzenleme ile davacı tarafın müteselsil sorumluluk esasıyla davalılara dava açtığı dikkate alındığında, davalı … şirketlerinin zararın tamamından müteselsil sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına; davalılar tarafından trafik sigortalı araçların, hususi otomobil olması nedeniyle, temerrüt faizi olarak yasal faize karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacılar vekili ve davalı …. vekilinin aşağıdaki bentleri kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2017/3489 K. 2018/10044 T. 5.11.2018)
“Kabule göre de; somut olayda, zarar veren araç ticari nitelikte otobüs ( servis ) olduğundan, davaya konu haksız eylemin TTK.’nun 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunmasına ve davacılar tarafından avans faizi talep edilmesine rağmen, 6100 Sayılı HMK’nin 26. maddesine ( mülga 1086 Sayılı HUMK’nin 74. maddesi ) ve talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır. Kabule göre de; 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesiyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Davalı trafik sigortacısı …’ye başvuru tarihi 12.03.2012 olduğu halde, mahkemece davalı … aleyhine … tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarda belirtilen maddelere göre davalı … şirketine başvuru tarihine 8 işgünü eklenilmek suretiyle o tarihten itibaren davalı … şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/12601 K. 2016/7999 T. 20.9.2016)
“Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm faiz oranı yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı adına trafikte kayıtlı kazaya karışan aracın özel otomobil olup davalının tacir olmamasına göre, mahkeme kararı isabetlidir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2010/5321 K. 2010/8610 T. 21.10.2010)
Av. M. Mahur ÖZDARENDELİ